Yazar İskender Pala, polisiye türündeki yeni romanı “Abum Rabum” adlı kitapta, Tokyo’dan Ortadoğu’ya uzanan bir cinayetin sebebini araştırırken tarihi eser kaçakçılarına rastlayan gazetecinin öyküsünü anlatıyor.
Tokyo’dan başlayan bir Hz. İbrahim hikayesi. Üç büyük dinin kesişim noktası ve herkesin sahip olduğu büyük bir hazine. Sin , Şamas ve İştar. CIA , Mosat ve Mit .İslamiyet ,Hristiyanlık ve Yahudilik .Bütün bunların kesiştiği yer Adıyaman .Ve sonuç olarak ortaya çıkan harika bir roman.
| KİTABIN KONUSU
Hz. İbrahim’in ayak izlerinde gelişen CIA,MOSAT ve MIT hikayesi .Ajanlar birbirleri ile mücadele ederken Hz. İbtahim’in hayatı boyunca gezdiği yerlerde şifreler arıyorlar. Bir cinayet üzerinden tarihi olayları anlatmış
Bir Ortadoğu romanı olan abumrabum Mezopotamya’nın sosyal, siyasi ve sanat tarihine tanıklık ediyor.
İskender Pala :”Bu roman Ortadoğu’nun sancısı için yazıldı.”
| ARKA KAPAK
Karısı Saray, Avram’a çocuk verememişti. Saray’ın Hacer adında Mısırlı bir cariyesi vardı. Saray Avram’a, (…) ” Lütfen cariyemle yat, belki bu yolla bir çocuk sahibi olabilirim “dedi. Avram Saray’ın sözünü dinledi. (…) Rabb’ın meleği (hamile kalan Hacer’e (…) “Bir oğlun olacak, adını İsmail koyacaksın.(…) Herkes ona karşı çıkacak, kardeşleri onunla hep çekişme içinde yaşayacak” dedi (Tevrat, Tekvin, Bab 16)
İbrahim’in biri köle, biri de özgür kadından iki oğlu vardı. (…) Bu kadınlar iki antlaşmayı simgelemektedir.Biri Sina Dağı’ndadır, köle olacak çocuklar doğurur; bu Hacer’dir. Oysa göksel Yeruşelim özgürdür, annemiz odur.(…) İşte böyle kardeşler, bizler cariyenin değil, özgür kadının (Sara’nın) çocuklarıyız( İncil, Galatyalılar 4\21-31).
Dünyanın en eski medeniyetlerine ev sahipleri yapan Ortadoğu… İnsanlığın beşiği ve Hz. İbrahim’in ayak izlerini taşıyan yurtlar…Ve Müslümanlar üzerinden süregiden savaşlar… Bir bakıma Hz. İbrahim’in mirası peşindeki evlatlarının amansız mücadelesi… Ortadoğu’da yalnızca fikirler, inanışlar, canlar değil, tarih de bir katliamın pençesinde. Artık hakikati görenler, Irak ve Suriye’de birinin kanı toprağa akarken uzaklarda kanı bitlenen birilerini, burada bir kurşun namludan fırladığında meçhul ülkelerde kabaran cüzdanları, burada annelerin ağıtları gözyaşlarına karışırken bir yerlere gizlice kaçırılan tarihi mirası fark edebiliyorlar. Oynanan oyuna insanlığın geçmişiyle hesaplaşması deniyor ama hakikatte geleceğini belirleme potansiyeline sahip.
Elinizdeki kitabı yalnızca Roma, Kudüs ve İstanbul ekseninde bir casusluk romanı olarak değil, aynı zamanda Mezopotamya’nın sosyal, siyasi ve sanatsal tarihi gibi de okuyacaksınız. İskender Pala’nın her zamanki yetkin kaleminden nefes nefese bir polisiye…
| KİTAPTAN ALINTILAR
- “Övünmek kişioğlunun neyine ki Bay Noah. Başlangıcı bir damla meni, sonu da balçık olan bir bedenin övünmesi ne beyhude şey. Kendi rızkını dahi yaratamadığı gibi, kendini helakten de kurtaramıyor.”
- “Kitap okumayan bir kimsenin, hiç okuma bilmeyen cahile karşı bir üstünlüğü yoktur.”
- “Bizi bilen bilir, bilmeyen de kendisi gibi bilir.”
- “Belki de dedikleri gibi bu şehir kırıp dökmek için değil, nezaketle sevmek içindi..”
Abum Rabum kelimesi, “Abraham, Avram, İbrahim” anlamlarına gelir. Yani Abum Rabum Hz. İbrahim demek.
| KİTAP HAKKINDA BAZI BİLGİLER
| YAZARIN SEVİLEN BAZI KİTAPLARI
- OD (2018)
- İki Dirhem Bir Çekirdek (2000)
- Efsane(2012)
- Babil’de Ölüm İstanbul’da Aşk(2003)
- Katre-i Matem(2009)